Diyetisyen Nil Şahin Gürhan sorularınızı yanıtlıyor..
Diyet; aç kalmak, tek yönlü beslenmek, yasaklar listesi, akla hayale gelmeyen isimler adı altında sunulan listeler, popüler insanların önerileri ve uygulamaları, tek düze bir beslenme kalıbı değildir.
Diyet; bireyin; yaş, boy, cinsiyet, kilo hikayesi, sağlık durumu, genetik yapısı, hastalık potansiyeli, iş yaşamı, yaşam şekli, stres seviyesi, aktivite miktarı, metabolizma hızı, özel durumu (bebek, çocuk, hamile, emzikli, yaşlı vb. olma hali), vücut analizleri (yağ/kas oranı, deri altı yağ dokusu miktarı, kilonun vücuttaki dağılımı, vücudun ödemi, su dengesi vb.), alerjisi olduğu yiyecekler, sevmediği ve tüket(e)mediği yiyecekler, göz önüne alınarak bir Beslenme ve Diyet Uzmanı / Diyetisyen tarafından bireyle birlikte bire bir bireye özgü hazırlanan YETERLİ, DENGELİ VE SAĞLIKLI BESLENME PROGRAMIDIR.
Dinamik, alternatifli, çok yönlü, dengeli, sağlıklı, yeterli, insanı kalıba sokmayan, belirli aralıklarla (haftalık, on gün ) takibi yapılan, bireyin uygulama başarısına ve vücudunun verdiği cevaba göre değişiklikler ve düzenlemeler yapılan bir programdır.
Metabolizma hızı; vücudun tamamen dinlenme halindeyken, yaşamını sürdürebilmek için harcadığı enerjidir. Bu değere günlük aktiviteler esnasında harcanan enerji eklenerek bazal metabolizma hızı hesaplanır.
İnsülin vücudumuzda üretilen; karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmamızı düzenleyen bir hormondur. Yemek yedikten sonra kan şekerimizin yükselmesinin ardından, pankreasımızdan insülin salgılanıp kana salınmaya başlar. İnsülin hücrelerimize enerji sağlamak için kandaki glikoz formunda olan şekerin hücrelerimize iletilmesini sağlayan hormondur. Normal sağlıklı bir insanda kan şekeri ve kan insülin seviyesi dengeli bir şekilde kanda bulunur. Kan glikoz ve kan insülin seviyelerimizin birbiriyle uyumlu ve dengede olması enerji metabolizmamızın sağlıklı olduğunu gösterir.
İnsülin direnci; pankreasın vücudun ihtiyacı olan kalitede insülin üretememesi ile başlar. Bunun sonucu kan şekeri yüksek seviyelerde kalır. Pankreas yüksek olan kan şekerini düşürmek, hücrelere enerji sağlamak için daha çok insülin üretmesi sonucu gelişir. İnsülin direncinde kanda çok ve etki seviyesi düşük insülin bulunur.
Herhangi bir besinin, vücudun ihtiyacından az alınması sonucu yeterli enerjinin sağlanamaması ve vücut dokularının yapılanamaması durumuna YETERSİZ BESLENME denir.
Besinlerin vücudun gereksinimini karşılayacak miktarda alınmaması halinde vücudun gelişmesinde, büyümesinde, yenilenmesinde, çalışmasında aksamalar ve hastalıklar başlar. Bu durum doğrudan hastalıklara yol açtığı gibi, hastalıkların oluşma riskini arttırıp tedavi aşamasının ağır seyretmesine neden olur.
Yetersiz beslenme nedenleri ve sakıncaları hakkında detaylı bilgiye “Yetersiz Beslenme” yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Sağlıklı bir şekilde kilo vermek için, beslenme alışkanlıklarınızı düzene sokmanız şart. Öğünlerinizi atlamadan tam yapmanız, 3-4 saatten fazla aç kalmamanız, ara öğünlerinizi meyve ve yoğurt gibi sağlıklı gıdalardan tercih etmeniz gerekiyor. Günlük sebze, salata, söğüş alımınızı arttırmalı, ekmeklerinizi tam tahıllı tercih etmelisiniz. Proteinlerinizi de kaliteli kaynaklardan sağlamalısınız. Bunun yanı sıra beslenmenizi mutlaka düzenli bir egzersiz programı ile desteklemelisiniz. Boyunuza ve kilonuza uygun daha ayrıntılı bir beslenme planı için uzman bir diyetisyenden yardım alabilirsiniz.
Öncelikle en yakın zamanda bir kan tahlili yaptırmalısınız. Aşırı tatlı isteğiniz kan şekerinizdeki dalgalanmalarla ilgili olabilir. Kan şekerinizin gün boyunca dengeli gitmesi ve krizlerin önlenmesi için 3-4 saatten fazla aç kalmayın. Mutlaka ara öğünler yapın ve ara öğünlerinizde meyve, yoğurt, badem, ceviz gibi sağlıklı gıdaları tercih edin. Meyvelerinizin yanında mutlaka yoğurt gibi bir protein kaynağı tüketin. Şeker isteğinizi mümkün olduğunca meyvelerden karşılamaya çalışın.
Öğünlerinizde ne kadar lifli besinler tüketirseniz kan şekeriniz o kadar dengeli gider ve tatlı isteğiniz baskılanır. Bunun için günde en az 3 porsiyon sebze tüketin ve her öğününüzde çiğ salata, söğüş bulundurun. Sebzelerden zengin beslenmek aynı zamanda daha hızlı doymanızı sağlar ve daha geç acıkırsınız. Sizin için daha ayrıntılı bir beslenme planı için uzman bir diyetisyenden yardım alabilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Kilo Koruma Programı başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
Kabızlık dışkılamanın zorlanmasıyla kendini gösteren, sindirim sisteminin yavaşlaması sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Sindirim sisteminin çalışması ve bağırsak hareketlerinin düzeni kişiden kişiye göre değişir. Ancak 3 günden uzun süre büyük tuvalete çıkamamak kabızlık probleminin göstergesidir. Bu durumda dışkı sertleşir ve geçişi zorlaşır.
Kabızlıktan kurtulmak için nasıl beslenmeliyiz? Kabızlık Sorunu Neden Olur, Nasıl Başa Çıkılır? yazımızda değindiğimiz kabızlık sorununun çözümüne ilişkin sağlıklı beslenme önerilerinden faydalanabilirsiniz.
Kabızlık sorunu için; her gün düzenli beslenmeli, yeterli miktarda diyet lifi almalı, yeterli miktarda su içmelisiniz. Hareketsizlik de kabızlık nedenlerindendir. Bunun için günlük fiziksel aktivitenizi arttırabilirsiniz. Sebze (özellikle zeytinyağlı salatalar, çiğ sebzeler) meyve, yulaf, ceviz, badem, fındık gibi yağlı yemişlerden tüketin. Probiyotik yoğurtlar ve kefir tüketmeye özen gösterin. Sabahları kahvaltıdan önce 1 bardak su ile birlikte kuru incir, kuru kayısı veya kuru erik tüketin ve 1 bardak daha su için.
Ispanak, demir için zengin bir kaynaktır. Ancak Bitkisel demir olduğu için emilimi ve faydası zaten düşüktür. Ayrıca ıspanağın yapısında bulunan fitatlar ve okzalatlar demir emilimini düşürür. Bu nedenle yanında yoğurt yenmesi halinde ekstra kayda değer bir kayıp söz konusu olmaz.
Glisemik indeks, karbonhidratlarla ilgili yapılmış bir sınıflandırmadır.
Tanım olarak glisemik indeks, karbonhidrat bakımından zengin besinlerin kan şekerini ne kadar zamanda, ne kadar yükselttiğini gösteren değerler listesidir. Glisemik indeksi yüksek olan besinler kan şekerini daha kısa sürede yükseltir ve daha kısa sürede düşürür. Düşük glisemik indeksli besinler ise tam tersine kan şekerini yavaş yükseltir ve daha yavaş düşürür, yavaş hareket ederler ve böylece kan şekerinin korunmasında etkilidir.
Daha detaylı bilgi için Glisemik İndeks yazımızı inceleyebilirsiniz.
Dondurma yemekle boğaz enfeksiyonları arasında direkt bir ilişki olduğuna dair bilimsel bir çalışma yoktur. Soğuk bir gıdanın tüketiminden sonra ağız içinde meydana gelen sıcaklık azalması nedeniyle boğazda bulunabilecek bakteriler vücudun direncinde azalmaya neden olabilir. Onun için dondurma yemeden önce ve yedikten sonra oda sıcaklığında su içmelisiniz.
Daha detaylı bilgi için Dondurmasız Yaz Olmaz yazımızı inceleyebilirsiniz.